zamanında boktan bir telefona yüzlerce lira verirken artık bedava fiyatlara alabiliyor olmaktır. mesela en basitinden zamanında bir e-250 oldukça yüksek fiyatlara satılırken şimdi 30 liraya bile bulabilirsiniz. tabi ikinci el piyasasından bahsediyorum. ve ek olarak bu durum bilgisayarlar için de geçerlidir.
genellikle hayatın ne kadar boş ve anlamsız olduğunu fark etmiştir. günlük koşuşturmacalar, eğlenceler ve diğer aktivitelerin ne kadar gereksiz olduğunu biliyordur. zira ölümün farkındadır. ancak yine de bu kısa süreli hayat içerisinde kendine bir amaç bulması gereken insandır. yoksa hayat böyle pek de çekici değil. en kötü bir şeyler elde etmek için bir işte çalışmak ya da birini sevmek bile bir hayat amacıdır. insanı hayata bağlar.
yaptıkları hatalar sonucu o hataları sanki sen yapmışsın gibi seni suçlamalarıdır. bu durum çokça başıma gelse de her seferinde boynumu büküp makus talihime boyun eğdim. zira bizim toplumumuzda babalar hata yapmaz ve asla yanılmazlar. eğer öyle bir durum varsa suçlusu kesinlikle çocuktur. eğer varsa son çocuk daha da suçludur. olay yerinde olmasa bile.
yaşamdan yeteri kadar doyum elde edemeyen insanların her an intihar edebileceği durumdur. bir anda meyilli olunmaz ve bir anda da bu eğilim ortadan kalkmaz. bu nedenle çevrenizdeki insanlara iyi bakın. her biri aslında bu toplumda intihara meyilli kişiler. belki de sizler de öylesiniz. eğer durum böyleyse vakit varken yardım almak en iyisidir. vakit yoksa acilen 155.
zannedersem deep turkish web sayfasının lokmata isimli lokma dükkanına yaptığı reklamla patlayan ve sonra da balon gibi sönen furyadır. zamanında her sokakta bir lokmacı gören bu gözler, lokmadan kusmakta olan arkadaşlara şahit ollmuştur ve bir dönem her buluşma lokmacıda gerçekleşmiştir.
(bkz:
zor günler atlattık)
yapmak istediklerinizi doyasıya yapın. insanların söylediklerine göre yaşamayın ve bırakın ne bok yerlerse yesinler. bu sayede hayattan zevk almak için ekstra bir şey yapmanıza gerek kalmaz. sadece yaşamak istediğiniz gibi ve içinizden geldiği gibi yaşayın. hayat bir defalık ve onda da hiçbir şeyin geri dönüşü yok. ileriki yaşlarda pişman olmamak için şimdiden ne isteniyorsa yapılmalıdır. (bkz:
ya şimdi ya da asla)
kaliteli bir yalnızlık yaşayanlar için her ikisi de aynı kefededir. aslında bir defa yalnızlığın tadını alan adam bir daha yalnız kalsa da bunu dert etmez. zira yalnızlığın aslında ne kadar iyi bir şey olduğunun farkına varır.
bu arada açıklamam gerekirse yıllardır kaliteli bir yalnızlık yaşıyorum ve tek başıma halimden gayet de memnunum.
(bkz:
tek tabanca)
ülkemizde küfür etmek için de kullanılan kanundur. evet yanlış duymadınız. federasyona ağız dolusu sövmek isteyen ancak alacağı cezadan çekinenler çok basit bir işlemle ne ayranı döker ne de tatsız şeyler yaşar. örnek olarak size bir defa gösteriyorum.
tff ben senin taa 6222. bu sayede hem rahatlar hem de cezalardan kurtulmuş olursunuz. zira orada yarım kalmış bir cümle ve bir kanun numarası bulunmaktadır. öptüm kibs.
evrendeki boyutumuzu ve varlığımızı, yalnız olup olmadığımızı gayet aklı başında bir tavırla sorgulayan paradoksal düşünce. onca galaksi, yıldız ve gezegen varsa uzaylı dostlarımız hala nerede? şu ana kadar bize mutlaka ulaşmış olmaları lazımdı. ancak bu kadar gök cismi içerisinde de yalnızca dünyada hayat olduğunu iddia etmek saçma. o halde gerçek nedir? gelin biraz daha
okuyalım.
yıllar sonra henüz geçtiğimiz günlerde gerçekleşen olaydır. büyük bir sevinçle kutlanmıştır. ülkedeki basın, yayın ve fikir özgürlüğüne vurulan darbelerin bir nebze de olsa ortadan kalkmasını sağlamıştır.
tabi yasaklar halkı yıldırmadığı için bu iki yıl içerisinde yasaklı olan vikipedia'ya binlerce yeni madde eklenmiştir. yaşasın özgürlük!
asıl adı ekincan arslan olan rap sanatçısı. fanları olarak ona psikopat yazar diyoruz. 2004-2010 yılları arasında efsane rap müzikleri yapsa da artık o eski halinden eser kalmadı. kendisi de bunun farkında ancak artık yapacak bir şey yok. her geçen gün popülerleşen ve kan kaybeden rap dünyasında sıradanlaşmaya mahkum olmak istemezken çizgisinden sapmıştır. ancak her ne olursa olsun gönlümüzün sansi salvosudur.
yalnız olma durumu kişinin istediği bir durumdur. zaten bu puşt ve kalleş dünyada hatırlanacak ne kaldı ki demenin eyleme vurulmuş halidir. insanların gerçek yüzü görülmüş ve kişi illuminate edilmiştir. yalnız kalma durumu ise istemsiz gerçekleşen ve yalnızlığa mahkum edilme eylemidir. kişi you are fucked denilerek toplumdan atılmıştır. yıkıktır, eziktir. sahilde 2 bira atacağı bir arkadaşı dahi olmayabilir. üzer.
(bkz:
yıkıklık)
ankara ilimizin belediye başkanıdır. yaptığı icraatlarla masur yavaaaaş ciğerimizi söktün dedirtmektedir. ekrem imamoğlu gibi tartışmalara açık olmamasını taktir ettiğim siyasetçidir. umarım yakın zamanda ekrem imamoğlu yerine sol kesim ve sağ kesimden de ufak bir kitle bu adamı cumhurbaşkanlığı için sivriltmeye başlar. eğer şans da yaver giderse birkaç sene sonra cumhurbaşkanı olarak görebileceğimiz sevdiğimiz bir abimiz.
her daim alkol şişesinden çıkmış gibi gezinen, oradan çıktığı gibi de damara giren şarkılar yazan bestecimiz, şarkıcımız, sanatçımız. galata, sonbahar, isyan gibi ünlü parçalarla sivrilmiş ve dönüm noktaları yaşamıştır. incir reçeli filminde boy göstererek aynı zamanda oyuncu olduğunu da kanıtlamıştır. iyidir hojdur.
bir insanın hayatta yapabileceği en kötü seçeneklerden birisidir yemek yapmayı bilmeyen bir eş seçmesi. kadın ya da erkek fark etmez, temel olarak bir insan yapabilmelidir.
(bkz:
toplumsal cinsiyet eşitliği )
mahalle yanarken orospu saçını tararmış. imamoğlunun durumu da o durum. bir yanda ülkemizin durumu da bu durum aslında. dünyanın kapısına bir kriz gelmiş, insanları öldürüyor. bizim tek düşündüğümüz yok efendim imamoğlu şunu yapmış bunu yapmış. ne yaparsa yapsın adam size ne bundan? asıl mesele onun ne yaptığı değil bizim ne yapmamız gerektiğidir. önlem alınmazsa bu virüs binlerce insanı öldürecek.
(bkz:
corona virüs)
deprem vergileri olması gereken yerlere aktarılıyormuş. benim kanaatimce bu konu hassas bir konu ve aynı zamanda tartışma yaratmayacak kadar şeffaf olması gerekiyor. tabi böyle bir şeffaflığı ülkemizde bulmak imkansız. yine de bilmeden atıp tutmamak gerekiyor özellikle de bu konuyla ilgili.
ensar vakfı olayı ise tam bir fiyasko. bugünkü haberlerde 8 milyon doların ensar vakfından çıkıp farklı bir vakfa aktarıldığı söyleniyor. özel bir yurt yapımı içinmiş. peki bu durumda bu 8 milyon dolar kimin parası ve neden ülke dışında özel bir vakfın giderleri için harcanıyor? merak konusu.
değişik bir konuya değinen değişik bir dizi. uzun zamandır ülkemizde böyle bir dizi izlememiştim. belki vardı da ben denk gelmedim. ferman erkenden ölürse izlemeyi bırakmayı da düşünüyorum. bakalım umarım öyle bir salaklık yapılmaz da en azından sezon finalinde harcarlar adamı. hemen bitmemesi gerektiğini düşünüyorum.
benim gibi düşünenler vardır umarım.
gerçekten de oldukça yerinde bir tespittir. ya elinizi vicdanınıza koyup bir söyleyin. çocuk evliliklerinin yasaklanmasından dolayı deprem olduğunu iddia eden bir insanla deprem altında kalan insanı kurtaran köpeği nasıl kıyas yapabilirsiniz? bir de bu adam profesör. o köpek sadece ondan değil, tüm taritakçılardan, pirlerden, şeyhlerden ve bilmem nelerden daha akıllı, daha faydalı ve daha yararlıdır.
bu virüsleri hep egemen bağış çıkarıyor diye algıladığım başlık. aynı zamanda trollerin uydurması. ulan aklı olan bir düşünür, bu virüsler sadece bir kesime zarar verecek kadar bilinçli değil. kaldı ki corona virüsü kontrol dışına çıkarsa tüm dünya tehlike altında olur. yani sana bana değil o egemen güçlere de zararı dokunur. bırakın şu palavraları artık diyorum.