kerimcan durmaz sözü. ayrıca şarkıda da geçmektedir.
erzurum ilinin hınıs ilçesi için böyle söyleniyor.
merkeze 2.5 saat uzaklıkta olduğu için şeytanın ilk ayak bastığı yer midir bilemem ama, allah'ın gibtir ettiği yerdir o kesin.
(galeri:
116)
maalesef türkiye'de sadece semptomların hafifletilmesi üzerine bir tedavi süreci söz konusu. bu şekilde kurtulmak mümkün değil.
fakat yurtdışında çözümü var. hastalık genlerden gelme olduğu için ilgili gene ilaçla müdahale ediliyormuş.
bulaşıcı değil diye açıklamak durumunda kalırsınız.
geceleri kaşınırsa deli gibi kabuk kaldırır kanatırsınız. tabi bu yaraların daha da artmasına neden olur.
kortizonlu ilaçlar kullanırsınız. hap halinde alınca kilo alır ve kıllanma sorunu yaşarsınız.
ayrıca tedavisi yoktur. yani var da, dış ülkelerde..
(bkz:
sedeften kurtulma yolu)
bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı gibermiş
işleri yolunda gitmeyen şanssız insanlar vardır. ve başlarına bir iş gelince hayattaki şansım bu derler.
ilginç şeyler de söylenir bu konuda.
(bkz:
bahtsız bedevinin makus talihi)
uzmanlara göre etkisi 40 yıl geçmeyen şiddet türüymüş.
en sık kadınlar yaşıyormuş bunu.
gerçekten de fiziki yaralar geçer ama, ruhta açılan yaralar kara delik gibidir.
insan dönüp kendi içine baktığında kendini kaybedebilir.
söyleyenini bilmediğim fakat ibretlik bir cümle vardır; "tarihini bilmeyen ülkenin, haritasını başka ülkeler çizer.." diye.
çok doğru.
vizyonu olmayan insandır aslında. hedef olmayı istemez. hep ılımlıdır.
it is raining cats and dogs.
türkçe'ye böyle çevirsek kedi ve köpekler yağıyor gibi saçma bir cümle çıkar ortaya.
kalıplaşmış cümleleri bilmek gerekiyor.
her izleyince insanı sarsan kaliteli video kliplerdir.
demet akalın'ın nasip değilmiş,
aslı güngör'ün son öpücük,
feridun düzağaç'ın beni bırakma
arapça bir kelime olup peygamber efendimizin de yaptığı öğlen uykusudur.
vücudu çok dinlendirdiği için çok önerilir.
öğlen uykusu uyumak.. genelde amerika ve ispanya'da yaygınmış.
(bkz:
kaylûle uykusu)
aşırı türkçe yazım kurallarına dikkat eden, ayaklı tdk abilerimiz, ablalarımız..
bu biraz zeka işidir. hazırcevap olmak isterken pot kırıp rezil de olabilirsiniz yani.
bu kadar balık yiyenler, folik asit ve omega 3'ten değil de balığın 3 saniyelik hafızası ve işlevini aldıysa demek ki..
evet allah senin gibi onu da donanımlı yaratabilirdi ama imtihanı o.
ama bu demek değil ki o yarım insan.
görme engeli olan birinin diğer duyuları ve refleksleri senden daha gelişik durumda oluyor. ona birşeyler anlatırken anlama kapasitesi yokmuş gibi davranırsan onu üzer ve komplekse sokarsın.
gerçekten zihinsel engeli olan kişi de bu tecriti hak etmiyor. tüm insanlar ayni saygı ve muameleyi hak ediyor.
işte onlara engel, engelleri değil sizin zihninizdeki saçma bariyer.
unutmayın bir kazayla siz de bir yetinizi kaybedebilirsiniz.
tanrı sağlık sigortası yapmıyor.
eşlik ederken buluyorsun kendini.
gaza getirdiği de aşikar.
pop çok sevmeyen insan bile arada dinlese ilaç gibi gelir.
-yarına kalsa da yanına kalmaz,
acı döner gibisi mi var?
-bana tüp yapma yapma, tüp yapmasana bana..
-yaram (güzel türkçe ve fesatlık devreye girer burada...)
ne kanar ne ne kabuk bağlar.
aslında klasik ayrılık bahanesi olmasının yanı sıra gerçek anlamı; "bir sal beni artık bak senin için kendimi hatalı ilan ettim." dir.