ufuk darlığından kaynaklı olduğunu düşündüğüm, ve asla da yok olmayacakmış gibi duran basitlik. şöyle ki, bizim dizilerimizin hepsi tek bir elden çıkmış gibi. dizilerimizin neredeyse hepsi sığ, hepsi aynı mantıkla ilerliyor. neden aşk ve dram dizisi sığlığından kurtulamıyoruz? neden bizden fantastik, bilim kurgu, baş yapıt denebilecek seviyede bir aksiyon filmi çıkmıyor? bilmeyeneniz yoktur sanıyorum. geçen sene kiralık aşk diye bir dizi vardı. asistan saf bir kızla, kaslı, takıntılı ve pinpirikli bir adamın aşk hikayesi anlatılırdı. finalde de evlenip çocuk yaptılar. senaryonun akıl almazlığını, ince ince işlenişini görebiliyor musunuz? bu muhteşemlik yetmiyormuş gibi bu sene aynı muntazamlıkta ve aynı konuyla gelen, saf asistan kız ve kaslı erkeğin ilişkisini konu alan, breaking bad fanlarını kıskançlıktan çatır çatır çatlatacak dolunay isimli bir dizi başladı. bence öyle bir şansınız yok ama bu harika aşk dizilerini beğenmediyseniz sizi daha önce asla kimsenin aklına gelmeyen, fakir-zengin ayrımını konu alan dizilere doğru alalım. paramparça, kırgın çiçekler, fazilet hanım ve kızları, kanatsız kuşlar ve daha niceleri. dostoyevski'nin kurgularına taş çıkartır bu dizilerdeki olay örgüleri...
tabii ki arada fena diziler de çıkartmıyor değiliz. ezel, poyraz karayel, kanıt, leyla ile mecnun, kardeş payı ve behzat ç. isimli dizileri izlemediyseniz izlemenizi tavsiye ederim. çok yüksek bütçeli yapımlar değil elbette ama bu dizilerin sizi yukarıda anlattığım aşk ve fakir-zengin dizilerinden daha mutlu edeceğinin garantisini kesinlikle verebilirim.