başlıktaki tüm entry'leri göster
#3114
ortaçağ din adamlarının öğütlediği öteki dünya ideali yaşanan dünya gerçek ve değerlerini yok etmiştir. dünya, insanların asıl gerçek olan öteki dünyayı kazanmaları için ceza çektikleri bir yerdir. her şey tartışmasız ve tanrı’ya yönelik dogmalar üzerine kuruludur. nedenler aranmaz, sonuç tartışılmaz” kabul edilir. dine ve kadere inanılır.insan aklının yol göstericiliği, pozitif düşünce unutulmuştur. bilim olarak sadece din bilimi (teoloji) vardır. o da rahiplere özgüdür. her türlü düşünce ve yorum tartışmasız dogmalar halinde onlar tarafından önerilir. böylesine bir düşünce şekli, kuşkusuz çağın sanatını da biçimlendirecektir. nitekim, bu dünya görüşünün içerdiği tüm bir ortaçağ sanatı, din adamları ve feodallerin yanında, kilisenin içinde oluşmuştur.
ortaçağ sanatı, çağın toplum yapısı gereğince, onların dinsel olarak ileri sürdükleri ve halkın kayıtsız-şartsız kabul ettiği dogmaları çizgici (linearist), renkçi (kolorist) bir estetik düzenleme içinde geliştirmiştir.
resimlerin arasına zaman zaman olayı açıklayıcı yazı dizileri de serpiştirilmiştir. bunlar eski mısır resimlerindeki hiyeroglifler gibi olayı açıklayıcı niteliktedir. resim, heykel, kabartmalarda mekan, anatomi, perspektif ve estetik değerler aranmaksızın yan yana getirilmiştir. bu resimlerin ya da minyatürlerin içine çoğu kez azizlerle beraber krallar, ve soylular da katılmıştır. böylelikle soyluların ve yöneticilerin kutsallıkları da önerilmiştir. ravenna’da san vitale kilisesi mozaikleri içinde justinianus ve maiyeti ile istanbul’da ayasofya’da konstantin ve justinianus v.b. gibi mozaiklerde bunu açıkça görebiliriz.