cemal süreya'nın üstü kalsın şiirinden bir dize.
üstü kalsin
ölüyorum tanrım
bu da oldu işte.
her ölüm erken ölümdür
biliyorum tanrım.
ama, ayrıca, aldığın şu hayat
fena değildir...
üstü kalsın...
hastalıklı aşkların tedavi olması gerektiğinin bir örneği daha. ergenlikte onsuz yaşayamam psikolojisine girmeyi anlarım da 50 küsur yaşında kadın neyin tribindesin? benim olmayanı başkasına da yar etmem mantığı. duyunca şok geçirdim,inanamadım bir an gerçekliğimi yitirdim. bu çocuk böyle ölmemeliydi ya,çocuğunu görmeliydi, kirli sakallarıyla bebeğini gıdıklamalıydı, yaşlanmalıydı...üzgünüm. (bkz:
her ölüm erken ölümdür)
tanıma fırsatı bulduğum, son derece beyefendi ve saygılı, gülünce gözlerinin içi gülen bir insan evladıydı. di'li geçmiş zaman kullanmanın içimi burktuğu biri daha...
bir kızla sadece fiziği güzel diye ortamlarda hava yapayım, acaba verir mi ( inanılmaz gıcık olduğum bir tabir) diye takılan erkekten pek de farkı olmayan kızdır.
''galat-ı meşhur, bazı kelimelerin ve deyimlerin genel olarak yanlış kullanımıyla oluşmuş, halk diline oturmuş ve doğrusunun yerini almış halidir. (bkz:
muhattap) (bkz:
şarz)(bkz:
eninde sonunda)
örnekleri çoğaltabiliriz pekala.
bazen bilinen sözcüklerle tarif edemeyip uydurulan, bazen şakalaşırken ağızdan çıkan kelimeler. bunların geneli bir süre sonra dile yerleşiyor. ilk aklıma gelenler için:
(bkz:
panpa)
(bkz:
kanka)(bkz:
abidik gubidik)
özilgilenim(bkz:
uydurma sözcükler) için sorulası bir soru.
insan hayat koşuşturması içinde kendini es geçmemeli. ha başkaları için yaptıklarımdan da mutluluk duyuyorum ve sonuçta onu da kendim için yapmış oluyorum ama o ayrı.
düşününce hem her şeyi kendim için yapmışım hem de her şeyi başkası için yapmışım gibi ikilemde kalıyorum. kalkıp şimdi sadece kendime özel bir türk kahvesi yapıp soruyu cevapsız bırakmayacağım.
bana göre durum budur. yakışıklı olmadığı düşüncesi canlandırdığı karakterlerin vermiş olduğu bir izlenim, tıpkı şapşal tiplemeler canlandırmasının oluşturduğu izlenim gibi. insanların kendilerine göre güzel olmayan bir insanı anlatırken kemal sunal ile örneklemesine gıcık oluyorum. adam bildiğin yakışıklı. güzel gülen, gamzeli bir adam. diş yapısı biraz farklı belki ama tamamen kusursuz bir yüz de insanda yapaymışçasına bir izlenim yaratıyor.
samsung kullanmıyorum ama ''bu evde samsung var'' melodisi sürekli dilimde.
deren talunun instagramdan paylaştığı fotoğraflarda ayaklarının 50 numara görünmesi. açıkçası benim ayaklarım 40 numara ve neredeyse bu kızın ayaklarının yarısı kadar. amma velakin güzel kız .
deren talunun ayakları
az önce bir sitede okuduğum haber. bilinçli mi yapıldı diye insanın aklına gelmiyor değil. kaynak:
reklam tabelası asarken orman yaktılar
türk kahvesi. akşam yemekten sonra mutlaka içilesi.
uzun yıllardır türk dizisi izlemeyen biri olarak sayabileceğim birden fazla yabancı dizi var fakat house m.d. daha ağır basıyor. canım house keşke hiç bitmeseydin.
çok değil bir ay sonra başlar, giderek şiddetini artırır. aslında ayazı olmasa ankara o kadar da soğuk değildir. bu meşhur ayaz sağolsun ankara'yı soğuk konusunda sivasla yarıştırır.
ben. bayram tatillerinde özel tatile çıkmayı pek anlamıyorum. ha başka zaman yoktur eyvallah ama yine de herkesin akın akın doldurduğu kalabalık tatil beldelerinde, nasıl dinleniliyor onu da anlamış değilim. ayrıca uzun yol mevzusu,trafik çilesi de gözümü korkutuyor. neyse herkes istediği yere gitsin de kazasız belasız dönsün inşallah.
ertuğrul özkök'ün köşe yazısında eleştirdiği kıyafet. bence az bile söylemiş. bu nedir abicim ya
(galeri:
96)
nazan bekiroğlu'nun 2012 yılında yayımlanan romanıdır. savaş yıllarında geçen, farklı olmasına rağmen benzer kültürleri göz önüne seren bir roman. tebriz'li settarhan ile güzeller güzeli trabzon'lu zehra'nın hikayesi. uzun betimlemeleri var fakat okurken yazarın gittiği yerleri , yaşadığı olayları sanki siz de oradaymışsınızcasına yaşıyorsunuz.
5 mart 1967 doğumlu türk yazar ve akademisyen. ktü türkçe eğitimi bölümünde profesör olarak görev yapmaktadır.
(bkz:
nazan bekiroğlu) (bkz:
nar ağacı) uzun süredir okumak istediğim fakat nazan bekiroğlu'na karşı bilinmez bir sebeple gösterdiğim tepki sonucu ertelediğim romandı. sonunda okudum, çok da iyi yaptım,tavsiye ederim.
çünkü tarım ve hayvancılığa elverişli bir ülke olmamıza rağmen ülkemizde yeterli hayvan yetiştiriciliği yapılamıyor. et fiyatları yurt dışında çok ucuz bizde ise malum. bundan sebep orada hayvanlar daha ucuz burada maalesef öyle değil. içler acısı durumdayız da farkında değiliz.