benimdir! kolay kolay utanmam lakin, sıkılınca bunalınca hala bir yanak pembeliği kulak kızarmasını aşamadım gitti.
şu aralar anca mastürbasyonla tattığımdır.
dikkatimi çekmesi için; iyi bir ses tonu, sert bir vücut yapısı ve karakteristik bir yüz yeterli. ve tabii sürekli "ehöhöh meehhehe" modunda gülmeyip kıvamlı ağır olması beni, bir tık ileri atar.
gecenin güzel geçmesi için; iyi bir ön sevişme ve hem işlevi hem boyu banko olur.
sabah zaten "hoşlanmış" uyanırım ve devamı da gelir.
"e ozaman boşan?" diye karşılık verdiğim durumdur. evli hangi erkekle tanışsam; "yok abiee yeaaa evlenmeyin yeaa" gibi ağız yaya yaya konuşmalarına ifrit oluyorum.
zengin olan erkek ise; dadından yenmez. onun tek ihtiyacı ortamlarda göz dolduran bir hatun kişidir ve aynı hatun kişiyle iyi bir sekstir. basittir.
yalnız zengin olan hatun kişi ise; evlerden ırak!
teoman'ın soluk soluğa şarkısı gibi uyandım bugün; "saçların darmadağın, iç çamaşırların odaya saçılmış. dün ağladıktan sonra, makyajın yastığına akmış. uyandırmadan seni, sıyırıp üstünden her şeyi, terden ıslak vücudumu, vücuduna dayıyorum son kez..."
benim için 28 saattir.
jointli gecenin artık "vuruyoruz kuru kuru kubara" kafasına döndüğünde, muhteşem bir yan etki yaratmış ve uykusuzluktan ağlatmıştır.
abv.
bence en güzel ilişkidir. az görüş, çok seviş. mis.
sevişmekten kasıt bedensel değil, ne kadar az görürsen özlemden mütevellit o kadar çok seviyorsun.
tabisi, "bence".
"küsüratı neye göre belirlemiş?" diye sordurtmuştur.
niye 7 değil mesela?
ben bunun piyasasını sorgularım arkadaş!
sürtünme katsayısına bağlı olarak fiyat 7bin'den mi düşmüş?
he bi de, bayandan az kullanılmış, 2.0 motor, 155 beygir gücünde bende de var. ama zarsız. zararsız. temiz. mis.
fiyatını bilmiyom.
tavsiyeler için yeşillendirelim pilizlksdhg.ldh
ilişkinin en başında "ay ben nasıl öpüşürüm bilmem ki" kızı.
ilişkinin ilerleyen zamanlarında "aşkom bu defa farklı pozisyonlar deneyelim" kızı.
abaza kitle!
oh çok şükür be.
sarı sözlük kalp ben <3
görecelidir yalnız bana irlandalısı gelmiştir 4 sene önce.
erasmus'la gelmişti ve okulda her erkeğin dibi düşerken ben o'nunla aynı evi paylaşıyordum. ve o benimdi.
sonra gitti.
genelde her mart ve ağustos aylarında istanbula gelir, birlikte de antalya senin izmir benim gezerdik.
en son geçen sene mart ayında geldiğine ege denizine girip -evet girebildi- gayet sıcak olduğunu iddia etmişti.
ben de o sıraca sahil kenarında kapüşonumu kafama çekip ona el sallıyordum.
hımhım.
sanırım dipdiri vücuduna buna borçluydu.
mé caillte agat nesta :(
evlenmeyeydin, evimin gadını olmaya devam edebilirdin. :(
bu şekilli nick konusunda, ekşi'de de, burda da hiç marjinal değilim.
örneğin burda, kendi adımın şeysini kullanıyorum.
tü bana!
sanki o ben değildim kodlar ekleyerek msn nickini renklendiren.
sanki o ben değildim yıldızlı bilmemneli simgeleri kopyalayıp iletime yapıştıran....
peh!
biliyorsunuz ki, benim ayıbım kayıp.
onun için dün arkadaşımla yaptığım konuşmadan etkilenerek buraya, "sürtünmek" diyorum.
neden?
çünkü, dün yakın bi arkadaşımla bakırköydeki bir sex shop'un resmi sayfasına bakıp envai çeşit dildoların, titreşimli hede hödölerin, vajina şeklindeki titreşimli ve vakumlu aletlerin fiyatını görünce "höööeehh!!" dedik.
çok zengin olsam, bunlardan oluşan bir dolap yapardım kesin. kesin ama!
ama yine de, oraya buraya kelkinmekten vazgeçmezdim!sıgnsgnsg
yastığın dokusu üzerinde sürtünmenin, koltuk tepesinde terlemenin tadı bambaşka.(bkz:
mastürbasyon)
kitaplarının ilk ve ikinci basımlarına sahip olduğum, şimdilerde dizilerini seyrederek göz zevki olarak bayram ettiğim müthişlikler serisi..
can manay gibi birisine değil, direk kendisine şurada olsa, şuracıkta veriveririm....
ihm.
kalbimi.
hııı. kesin kalbimi....
-dövme yaptırmak günahtır.
-yerde yatan çocuğun üstünden geçme boyu kısa kalır!
-hamileyken saçını kesme bebeğinin ömrü kısa olur!
-gece tırnak kesme ömrün kısalır!
-islık çalma şeytanlar toplanır!
-araba aldığında kurban kesmek, kesilen kurbanın kanını çocuğun alnına sürmek!
ve bonus:
-"cin" deme "üç harfli" de, her "cin" dediğinde 3 adım sana yaklaşır!
he oldu mns2m! o da bekliyordu "adımı söylese de 3 adım daha gitsem ehe mehe!" diye.
en çok, sıkılı sol yumrukla söyleyen devrimciye ve beşiktaşlıya yakışır.
devrim marşı versiyonu, sol yumruk havada gür bir sesle söylendikten sonra sonuna "mahir-hüseyin-ulaş kurtuluşa kadar savaş!" yakışır.
devrim versiyonu:
gün doğdu hep uyandık
siperlere dayandık
bağımsızlık uğruna da
al kanlara boyandık
yolumuz devrim yolu
gelin kardaşlar gelin
yurdumuza yanki doldu
vurun kardaşlar vurun
işçi-köylü hep hazırız
faşist düzene karşı
halk savaşı vereceğiz
emperyalizme karşı
bizim eski kapalı tribünde bunu söylemenin tadı, hem devrimci hem de beşiktaşlıysan bambaşkadır. o "işte biz kötü günde hep omuz omuzayız" var ya, işte o... beşiktaşlılığın en net özetidir.
beşiktaş versiyonu:
gündoğdu hep uyandık
statlara dayandık
beşiktaş'ın uğruna da
bayraklara dolandık
semtimiz erkek semti
aşık eder herkesi
üzerimden eksilmesin
bayrağının gölgesi
işte biz kötü günde
hep omuz omuzayız
övünmek gibi olmasın
biz karakartallıyız
kumral ada mavi tuna
iki yeşil su samuru
su ve toprak...
adeta bir buket uzuner seviciyim <3
yani "haklısın"ın bile tatmin etmediği bir ben mi varım?
asla hızımı alamıyorum.
"haklısın" duyunca daha da delleniyorum. "haklısın" ne ya? kupkuru haklısın.
"şöyle haklısın, böyle haklısın, en haklısın" gibi ballandırılıp haklılığımla övülmediğim sürece öyle "haklı"lık yok değerindedir benim için. (bkz:
boğa burcu kadını)